VERGİYİ DEMOKRASİNİN BEDELİ OLARAK GÖRMEK LAZIM
Kocaeli gibi sanayinin başkenti bir yerleşim merkezinde 2012 yılının Kocaeli Vergi rekortmeninin Dr.Mühendis Murat Mustafa Satı olduğu açıklandığında 1,5 milyon nüfuslu kent merkezinde hemen herkesin dikkati Satı’ya çevrildi.

Bir anda medya kuruluşlarının ilgi alanına giren Satı içerisinde bulunduğumuz günlerde bir taraftan başında bulunduğu İnşaat-Taahhüt işleri ile ilgilenirken bir taraftan yerel ve Ulusal medya kuruluşlarının kendisine yönelttiği soruları cevaplandırıyor bir taraftan da okullardan gelen talepleri karşılayarak bilgi ve tecrübelerini öğrenciler ile paylaşıyor.

İş dünyasında son derece başarılı bir performans sergileyen Kocaeli’nin 2012 yılı vergi rekortmeni Dr.Müh.Murat Mustafa Satı “Vergiyi demokrasinin bedeli olarak görmek lazım” diyerek başladığı sohbette son derece ilginç açıklamalar yaptı.

Sayın Satı geçtiğimiz Mayıs ayının başında Kocaeli Deftardarlığı sizin Kocaeli Vergi Rekortmeni olduğunuzu kamuoyuna açıkladı, o günden sonra Sosyal manada Vergi rekortmenliği hayatınızda ne gibi değişiklik yarattı.

Normal şartlarda ben işini seven ve işten arta kalan zamanlarda evden işe işten eve gelen birisiyim, Kocaeli gibi bir sanayi merkezinde vergi rekortmeni olmak insanı ister istemez ilgi odağı haline getiriyor,Böyle bir noktada Vergi rekortmenleri arasında olmak sizi daha çok güvenilir yapıyor, Bizim inşaat sektöründe arsası olan vatandaşlar sizi güvenilir bildikleri için sizinle çalışmak istiyorlar.

Türkiye son dönemlerde bir rol model sıkıntısı çekiyor, Türkiye’nin Vergi ile ilgili sıkıntıları biliniyor, sizinle birlikte Türkiye’nin diğer illerinde rekortmen olanların kamuoyuna nasıl bir görüntü vermeleri gerekiyor.

1950’lere kadar Türkiye’deki vergi sistemi Latin ekolünde (Fransız) etkisi altındaymış.1950 den sonra biz beyana dayalı vergi sistemine geçtik, Beyana dayalı sistemde siz kazancınızı yada giderinizi idareye beyan ediyor vergi veriyorsunuz bu tamamen güvene dayalı ve tamamen beyan esaslı bireyi ön plana çıkarak bir siste.

1950 de bu sistem geçtiğimiz zaman batıda bizden çok daha ileri ülkelerde bu sistem yoktu, biz daha önce geçtik.Devletin vatandaşın sözüne itibar ettiği bir sistemdir.

Verginin sosyal yönü bir ülkedeki servet ve sermaye dengesizliklerini devletin ayarlaması ve sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirebilmesi için önemlidir, daha da önemlisi vergiyi demokrasinin bedeli olarak görmemiz lazım.

Dolayısı ile mülkiyet hakkının olduğu özgür bir ülkede refah içerisinde yaşamak istiyorsak devletin ön gördüğü vergi oranında üzerimize düşen yükümlülüğü yerine getirmemiz lazım.Tabiki bu bağlamda devletin güçlenmesi bizimde gerek yurt içinde gerek yurt dışında yapacağımız ticarette elimizin daha güçlü olmasını ve daha kazançlı işler yapmamızı sağlayacaktır.

Sayın Satı Siz daha önce Üniversitede öğretim elemanı olarak çalıştınız size göre Devletin daha iyi Vergi toplayabilmesi için Akademik anlamda nasıl bir yaklaşımda bulunması gerektiğini düşünüyorsunuz.?

Bu konudaki görüşüm şudur, Türkiye’de 3 tip vergi var birincisi gelirler ile ilgili vergi ikincisi dolaylı vergi üçüncüsü de servet vergisidir, burada devletin öncelikle topladığı vergi binci sıradakidir, ikinci sırada söylediğimiz vergi diliminin içindedir, üçüncü sıradaki servet vergisi de gayrimenkullerden ve araçlardan alınan vergilerdir, büyük kaynak sıralamadaki Ticarete başlarken ticaret odasına üye oluyorsunuz, bence Ticaret odalarının en önemli işlevi Vergi bilincini orada vermektir.

Ticaret odalarının bünyesinde vergi ile ilgili eğitim vermelidir, Ticaretin bir okulu yok,Ticaret odalarının görevi faaliyet belgesi vermek değildir, insanlar para kazanacak vergi verecek devlet güçlenecek ki ticari alan açılsın.

Bu yüzden devletin en büyük geliri ticaretten geliyorsa Ticaret odalarında kayıt yapılırken bir kurstan geçirilmesi lazım.

Bunun yanında okullarda Tarihimiz, Edebiyatımız nasıl öğretiliyorsa vergi bilinci de aynı şekilde verilmesi ve belli bir ders kapsamında okutularak algı yaratılması lazımdır diye düşünüyorum.

İş yaptığınız Kocaeli’nde şehirleşmeyi nasıl buluyorsunuz,

Kocaeli 81 vilayete akraba bir yerleşim merkezi ve sanayinin başkenti dolayısı ile Kocaeli’nin şehirleşmesi bir anlamda Türkiye’nin aynası durumunda olacaktır. Anadolu’nun hemen her vilayetinden gelen vatandaşlar burada kalıyor, Özellikle deprem sonrası insanlarda depreme karşı dayanıklı ve estetik binalara karşı bir merak başladı, Vatandaş ev yaptığı zaman daha gösterişli bir yer istiyor, şehrin geneli itibarı ile ben yüksek katlı binaları estetik açıdan tercih etmiyorum,özellikle konutlarda insanların insan doğasına uygun olarak toprakla haşır neşri olacağı evlerde yaşaması taraftarıyım.

Bu durumu da sosyolojik anlamda değerlendirirsek toplum psikolojisinde olumlu etki yapacağını ve her alanda insanların verimliliğini arttıracağını düşünüyorum, Şehirleşmede olması gereken imar yasasının Anayasa gibi olması ve öylece kalması lazım.

İmar durumlarının belediyeden belediyeye , dönemden döneme değişmemesi lazım. Şehirleşme ilgili imar maddelerinin Anayasa maddesi gibi değiştirilemez bir halde olması lazım.

Özellikle yapıların dış görselinde ilgili bölgenin yapısını geleneğini tarihini yansıtabilecek bir ruha sahip olması yönünde yöneticilerin bir karar alması lazım.

Avrupalı ünlü bir Mimar “Mutsuz şehirlerde mutlu insan olmaz” diyor, Size göre “Mutsuz Şehir” kavramı nedir.

Mutsuz şehir kavramı toplumun yapısı ile bağdaşmayan genlerine uymayan şehirlerde yaşamaya zorunlu bırakılan insanların bulunduğu yerleşim merkezidir, yukarıda söylediklerimizde zaten bu soruya cevap olacak niteliktedir

Köyden kente göçü nasıl değerlendiriyorsunuz, tersine göçü destekliyormusunuz.?

1800’lü yıllardan itibaren baktığımızda İngiltere’nin başkenti Londra’nın 20 binlerde olan nüfusunun milyonlara ulaştığını bununda 150 senede gerçekleştiğini görüyoruz, dolayısı ile dünyada Sanayileşme ile birlikte Burjuvazimin oluşması (şehirli-kentli) ile birlikte doğal olarak şehir merkezlerine göçler olmuştur.

Köyden Kente göç sadece bize has değil dünyanın her tarafından meydana gelen bir hadisedir, Bu yüzden demokrasiye inanmış her bireyin böyle bir soru karşısında taraf olması beklenmemelidir, bu bir arz-talep meselesidir,bence süratli bir şekilde şehirlerin alt yapısı düzenlenmeli ve ülkenin insanlarının kentleşmesi teşvik bile edilmelidir, bu demek değildir ki Hayvancılık ve tarım yok edilsin,bugün köylerin ülke ekonomisine en büyük getirisinin tarım ve hayvancılık olduğu düşünülürse bu anlamda modernizasyonun getirilmesi ile birlikte çağdaş tarım ve besicilik desteklenebilir,ama ilk aşamada ülkemiz insanları zihniyet olarak köylülükten kentliliğe dönüştürülmelidir.

Vergi Rekortmeni olmanız sizi medya’da ilgi odağı yaptı, bu durum hoşunuza gidiyormu.?

Medyada olmak elbette ki güzel ancak ben Vergi rekortmeni olmadan öncede çok çalışıyordum, yaşadığımız kente nasıl daha güzel yapılar kazandırabiliriz sorusuna kafa yoruyordum,Vergi rekortmenliği insanımıza ve Kocaeli’ye karşı sorumluluklarımızı daha da üst seviyelere çıkardı, bu yüzden dün olduğu gibi bugünde yarında yaşadığımız çevreye daha güzel yapılar kazandırmaya çalışacağız ve taktiri vatandaşlarımıza bırakacağız.

DR.MÜH.MURAT MUSTAFA SATI KİMDİR.?

Dr.Murat Mustafa Satı 1971 yılında Ankara’da doğdu. İlk-orta ve Lise öğrenimini Antalya’da tamamladı. 1988 tarihinde Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümüne girdi ve 1992 yılında İnşaat Mühendisi olarak mezun oldu.

Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans öğrenimine başladı. 1994 yılında çalışmalarını tamamlayarak İnşaat yüksek Mühendisi olarak mezuniyetini tamamladı.

1995 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalında “Ulaştırma Mühendisliği” Programında Doktora Öğrenimine başladı. 1993-1995 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünde Araştırma Görevlisi olarak görev yaptı.

1996-1997 döneminde Doktora Araştırmalarının bir bölümünü yapmak üzere İngiltere’ye giderek Çeşitli Üniversite ve Enstitülerinde araştırmalarda bulundu.

2000 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalında “Doktor” Ünvanını alarak mezun oldu.

1997 yılından bu yana Ticari anlamda İnşaat işleri ile iştigal etmektedir, İngilizce bilen Satı Evli ve 2 Çocuk Babasıdır.

Kocaeli merkezli olan İnşaat şirketi Kocaeli ve civar illerde yatırımlarına devam ederken Kocaeli Deftardarlığı tarafından 2012 yılında Kocaeli VERGİ REKORTMENİ olarak ilan edilmiştir.

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37